ÖZET: Yargıtay'a göre, takip talebinde borçlu taraf olarak yalnızca şirketin gösterilmesi, daha sonra icra müdürlüğüne sunulan dilekçe ile farklı kişilerin borçlu taraf olarak eklenmesi sonucunda açılan itirazın iptali davasında, 6100 sayılı HMK'da takibe sonradan taraf eklenebileceğine ilişkin bir düzenleme olmaması ve geçerli bir takip söz konusu olmadığından itirazın iptali davasında dava şartının bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmesi yerindedir.

Yargıtay. 11. Hukuk Dairesi'nin 2023/2448 Esas, 2024/4940 Karar, 12.06.2024 Tarih künyeli kararı aynen şöyledir:

"İçtihat Metni"
SAYISI : 2023/328 Esas, 2023/368 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2022/370 E., 2022/747 K.

    MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.

    Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili banka ile dava dışı ... İletişim Elektronik Otomotiv İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi arasında genel kredi ve teminat sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme gereği şirkete kredi kullandırıldığını, davalıların ise bu krediye müteselsil kefil olduklarını, ancak kredinin geri ödemelerinin yapılmadığını, davalılar hakkında icra takibi başlatıldığını, ancak davalıların borca ve ferilerine itiraz ettiğini ileri sürerek davalıların İstanbul 33. İcra Müdürlüğü'nün 2021/20361 E. sayılı dosyasına yaptıkları itirazın iptali ile takibin devamına ve davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

    II. CEVAP
    Davalılar davaya cevap vermemiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile itirazın iptali davasının icra takibine sıkı sıkıya bağlı olduğu, itirazın iptali davası açabilmek için öncelikle geçerli şekilde yapılmış icra takibi bulunmasının dava şartı olduğu, davaya konu icra dosyasında alacaklı Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. Tarafından .... İletişim Elektronik Otomotiv İnşaat Sanayi Ve Tic. A.Ş. hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip talebinden sonra icra müdürlüğüne verilen 17.08.2021 havale tarihli dilekçe ile kredi sözleşmesi kefilleri ..., ... ve ...'ın da dosyaya borçlu taraf olarak eklenmesinin talip edildiği, icra müdürlüğünce talebin kabul edilerek asıl borçlu şirket ile kefiller ..., ... ve ...'ın da takibe dahil edilmek suretiyle asıl borçlu ve kefillere ödeme emri gönderildiği, borçlular tarafından takibe itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu, davaya veya takibe sonradan dahili dava yoluyla taraf eklenmesinin mümkün bulunmadığı, davacı alacaklı tarafından asıl borçlu şirket hakkında icra takibi başlatıldıktan sonra kefillerin takibe dahil edilerek takibe devam edilmeyeceği, kefiller hakkında geçerli bir icra takibi bulunmadığı gerekçesiyle davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesinin ikinci fıkrası ve 115 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. İstinaf Sebepleri
    Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin gerekçesi maddi gerçeğe uygun olmayıp, gerekli araştırma yapılmaksızın karar verildiğini, hiç bir araştırma yapmaksızın sadece icra dosyasındaki verilere dayanılarak davanın reddine karar verildiğini, icra takibini başlattıkları 16.08.2021 tarihinde İstanbul İcra Müdürlüklerinde fiziki takip talebinin kabul edilmemekte olduğunu, icra takiplerinin UYAP'tan elektronik yolla başlatıldığını, bu sebeple takip dosyasında fiziki takip taleplerinin bulunmadığını, anılan 16.08.2021 tarihinde UYAP üzerinden İcra Müdürlüğüne gönderdikleri XML formatındaki elektronik takip talebinde, takibin tüm borçlularının isimlerinin yer aldığını, takibin başlatıldığı dönemde icra takibine kefil olarak eklenen borçluların taraf sıfatları kefil olarak göründüğünden UYAP'a kayıt sırasında borçlu olarak görünmediğini, kefil sıfatı taşıyan kişilerin UYAP'a kaydında sorun yaşandığını, bunu farketmeleri üzerine XML formatındaki elektronik takipte borçlu olarak görünen kişilerin UYAP'a borçlu olarak eklenmesi takip tarihindeki talepleri ile talepte bulunulduğunu ve borçlulara ödeme emri gönderildiğini, başlattıkları icra takibinin dayanağı olan XML formatındaki elektronik takip talebinde tüm borçluların isimleri takibin başlangıcında yer almakta olup, sonradan takibe dahil edildikleri gerekçesinin maddi gerçeğe uygun olmadığını, Mahkemenin, eksiklik olarak tespit ettiği bu husus konusunda taraflarını bilgilendirip açıklama yapılmasını talep etmiş yada İcra Müdürlüğünden takibin başlangıcında takibin hangi borçlular aleyhine başlatıldığını sormuş olması halinde bu hataya düşülmeyeceğini, söz konusu icra takibinin müvekkili bankanın HP isimli hukuk programında hazırlandığını, bu programda hazırlanan XML dosyasındaki bilgileri içeren takip talebi dilekçe ekinde olup tüm borçluların takip talebinde yer aldığını, İcra Müdürlüğünden aldıkları derkenar yazısının da iddialarını teyit eder nitelikte olduğunu, icra takibini başlattıkları İstanbul 33. İcra Müdürlüğü'ne yazılı başvuruları üzerine İcra Müdürlüğünün dilekçeye verdiği 26.12.2022 tarihli derkenar yazısı ile 16.08.2021 tarihli elektronik XML takip talebinde tüm borçluların taraf olarak gösterildiğinin belirtildiğini, takibin tüm borçlular aleyhine başlatıldığını beyan ederek kararın kaldırılmasını istemiştir.

    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Dairece İcra Müdürlüğüne yazı yazıldığı, verilen cevapta davacı tarafından 16.08.2021 tarihinde Uyap üzerinden icra takibinin açıldığı, takip talebinde yalnızca şirketin borçlu olarak gösterildiği, davacı vekilinin icra müdürlüğüne sunduğu 16.08.2021 tarihli ve 17.08.2021 müdürlük onaylı dilekçesi ile davalıların takip dosyasına borçlu taraf olarak eklenmelerini talep ettiği, bundan sonra icra dairesinde davalıların takibe dahil edildikleri ve ödeme emrinin düzenlendiği, dosya kapsamında aynı tarihte hazırlanmış ve davalıların da borçlu olarak gösterildikleri bir takip talep dilekçesi bulunmadığı gibi takip talebinde davalıların borçlu olarak görünmemelerinin Uyap sistemindeki bir hatadan kaynaklandığına yönelik bir verinin de olmadığı, 6100 sayılı Kanunda davaya/takibe sonradan taraf eklenebileceğine dair yasal bir düzenleme olmadığı, davacı tarafından davalılar aleyhine usulüne uygun şekilde başlatılmış bir icra takibi bulunmadığı ve itirazın iptali davası için bu husus bir dava şartı olduğundan Mahkemece verilen kararın isabetli olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazları tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup uyuşmazlık, davalılar hakkında geçerli bir icra takibi bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

    2. İlgili Hukuk
    1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

    2.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67 nci maddesi.

    3. Değerlendirme
    1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

    2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    VI. KARAR
    Açıklanan sebeplerle;
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

    Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

    12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Kaynak: Yargıtay Karar Arama