ÖZET: Sorunun özeti, Bursa BAM 4. Hukuk Dairesi ile İstanbul BAM 54. Hukuk Dairesi kararlarının çelişmesidir. Buna ilişkin açıklamalar ve ilgili mahkemelerin kararları şöyledir:
İhtiyaç nedeniyle tahliye davasında dava açma süresi başlamadan önce yapılan arabuluculuk başvurusu konusunda,
Bursa BAM 4. HD, kira sözleşmesinin bitiminden itibaren 1 ay içinde açılması gereken ihtiyaç nedeniyle tahliye davasındaki dava şartı arabuluculuk başvurusunun dava açma süresi başlamadan önce yapılmış olması dolayısıyla 'henüz dava açma süresi başlamadan yapılan başvurunun dava şartını karşılamadığı' gerekçesiyle verilen davanın usulden reddi gerektiğine karar vermiştir.
İstanbul BAM 54. HD, 6325 Sayılı Kanunda davacı taraf açısından arabuluculuğa başvuru süresine ilişkin bir düzenleme olmaması ve mahkemenin de bu şekilde bir sınır koyamaması dolayısıyla dava açma süresinden önce de arabuluculuğa başvurmak açısından yasal bir engel bulunmaması gerekçeleriyle zorunlu arabuluculuk şartının karşılandığına karar vermiştir.
Kararlar aşağıdaki gibidir:
BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ - Esas Numarası: 2024/2144 - Karar Numarası: 2024/2055 - Karar Tarihi: 12.09.2024
DAVANIN
KONUSU : Kiralananın Tahliyesi (6570 Sayılı Yasadan
Kaynaklanan)
İstinaf incelemesi
için dairemize gönderilen dosya içindeki tüm belgeler ile dairemiz üyesi
tarafından hazırlanan ön inceleme ve inceleme raporu incelendi. Gereği
görüşüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE
SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava
dilekçesinde özetle; davacının maliki olduğu dava konusu " B. ili B.
ilçesi P. mahallesi H. Caddesi S. Sitesi No:../C D:6 " sayılı
taşınmazı 01/11/2019 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile davalı tarafa
kiraladığını, davacının uzun yıllardır torunlarına bakmak amacıyla
İstanbul ilinde ikamet ettiğini, artık torunlarının büyüdüğünü,
İstanbul'da kirada oturan davacının ev sahibinin evi tahliye etmesini
istediğini, bu nedenle davacının eşi ile birlikte Bandırma'ya gelip kendi adına
kayıtlı bulunan tek taşınmazı olan dava konusu taşınmazda bizzat
oturacağını, bu taşınmaza ihtiyacı olduğunu, davacının artık
yaşının ilerlemiş olması, sağlık sorunlarının ortaya çıkması, İstanbul iline
göre daha sakin ve huzurlu bir ortamda yaşamak istemesi nedeniyle davalının
dava konusu taşınmazdan ihtiyaç nedeniyle tahliyesine karar verilmesini
talep etmiştir.
Davalı vekili cevap
dilekçesinde özetle; davacı tarafın bir yıllık kira bedelini bildirmek ve bu
bedel üzerinden eksik harcı yatırmak üzere süre verilmediğini, kira davalarında
dava açmadan önceci arabuluculuğu başvurulmasının zorundu hale getirildiğini,
davacının dava açma hakkı doğmadan 21/09/2023 tarihinde arabuluculuğa
başvurduğunu ve 06/10/2023 tarihinde düzenlenen anlaşamama yönündeki arabulucuk
son tutanağı ile dava açıldığından dava şartı yokluğundan davanın usulden
reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının ihtiyacının samimi ve
gerçek olduğu iddiasının gerçek olmadığından davanın esastan reddine karar
verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ
KARARININ ÖZETİ :
İlk derece
mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına
göre; davanın 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 18/A ve
18/B maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN
İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf eden davacı
vekili sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; her ne kadar yerel mahkemece
uyuşmazlıklarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurusunun zorunlu olduğu
belirtilmiş ise de, huzurdaki davada her iki kanunun her iki şartı yerine getirildiği
halde yerel mahkemece dava açma süresinden önce arabulucuya başvurulduğu
gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiğini belirterek, kararın
kaldırılmasını talep etmiştir.
HMK'nun
"İncelemenin Kapsamı" başlıklı 355. maddesinde "İnceleme,
istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge
adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen
gözetir." düzenlemesi bulunmaktadır. Bu nedenle dairemizce inceleme,
istinaf dilekçesinde gösterilen istinaf sebepleri ve mahkemece resen
gözetilmesi gereken kamu düzenine aykırılık oluşturan sebeplerle sınırlı olarak
yapılmıştır.
DELİLLERİN
DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
:
Dava tahliye
talebine ilişkindir.
Türk Borçlar
Kanunu'nun 350.maddesinde "Kiraya veren, kira sözleşmesini;
1. Kiralananı
kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer
kişiler için konut ya da işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu
varsa,
2. Kiralananın
yeniden inşası veya imarı amacıyla esaslı onarımı, genişletilmesi ya da
değiştirilmesi gerekli ve bu işler sırasında kiralananın kullanımı imkânsız
ise, belirli süreli sözleşmelerde sürenin
sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde kiraya ilişkin genel hükümlere göre
fesih dönemine ve fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek
tarihten başlayarak bir ay içinde açacağı dava ile sona erdirebilir."
düzenlemesi bulunmaktadır.
6325 Sayılı Hukuk
Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'na 7445 sayılı Kanunla eklenen 18/B
maddesine göre:
a) Kiralanan
taşınmazların 2004 sayılı Kanuna göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin
hükümler hariç olmak üzere, kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklar.
b) Taşınır ve
taşınmazların paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin
uyuşmazlıklar.
c) 23/6/1965 tarihli
ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklanan uyuşmazlıklar.
ç) Komşu hakkından
kaynaklanan uyuşmazlıklarda, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması
dava şartı haline getirilmiştir.
6325 sayılı Kanunun
18/A maddesinin 2. fıkrasında; "Davacı arabuluculuk faaliyeti sonunda
anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından
onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması
halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde
mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği
ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava
dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar
verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde
herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden
reddine karar verilir." düzenlemesi bulunmaktadır.
Somut olayda;
davanın ihtiyaç sebebiyle tahliye istemine ilişkin olduğu, mahkemece dava
hakkı doğmadan arabuluculuk yoluna başvurulduğu gerekçesiyle davanın reddine
karar verildiği görülmüştür.
Yapılan
değerlendirmede; taraflar arasındaki kira akdinin 01/11/2019 başlangıç tarihli
ve 1 yıllık olduğu, davanın ise 24/11/2023 tarihinde açıldığı ,
arabuluculuk başvuru tarihinin 21/09/2023 ve anlaşamama tutanağının da
06/10/2023 tarihli olduğu görülmüştür.
Mevcut
davanın akdin bitim tarihinden itibaren 1 aylık yasal süre içerisinde açılması
gerektiği, arabuluculuk başvurusunun da dava açma
içerisinde yapılması ve son tutanağın aslı veya onaylı bir
örneğinin dava dilekçesine eklenmesi gerektiği , dolayısıyla henüz dava
açma süresi başlamadan yapılan başvurunun dava şartını karşılamadığı,
mahkemece usulden red kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı
anlaşılmıştır.
Dairemizce ilk
derece mahkemesi kararı hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk bakımından
incelenmiş olup; tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve yasal gerektirici
nedenlere göre, ilk derece mahkemesi kararında esası etkileyen bir usul hatası
bulunmadığı, olay tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk
normlarının doğru olarak uygulandığı, delillerin değerlendirilmesinde
hatalı bir sonuca varılmadığı anlaşıldığından, HMK.353/1-b-1 maddesi gereğince
istinaf incelemesi duruşma açılmadan, dosya üzerinden sonuçlandırılarak istinaf
başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda
açıklanan nedenlerle,
İlk derece mahkemesi
kararı hukuka uygun olduğundan HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf
başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
Harçlar Kanunu'nun
Eki-1 sayılı tarife A-III-2-a maddesi uyarınca alınması gereken 427,60 TL maktu
istinaf karar harcı peşin olarak alındığından yeniden alınmasına
yer olmadığına,
İstinaf yoluna
başvuran tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde
bırakılmasına,
İstinaf gider
avansının kullanılmayan kısmının Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece
Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdarî ve Yazı İşleri Hizmetlerinin
Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1.maddesi uyarınca istinaf edene iadesine,
Dosya üzerinden
yapılan inceleme sonucunda, 12/09/2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
